Bu yazım 29 Ekim 2014 ile ilgili değildir. Sadece 29 Ekim 2014’de yazdığım ve bugüne kadarki en kısa yazımdır. Belki de “bir notumdur” da, denilebilir. Ama tüm 29 Ekimlerimizi ilgilendirir bu not.
Bayramlarımızda bir-birimizi kutlamak adettendir. İletişimin kolaylaştığı günümüz dünyasında bayramlaşmalar kolaylaştı da. Telefon rehberimizde olan herkese tek tebrik mesajı ile işi kestirmeden halletmek gibi, vs.
Çok yaygın bir uygulama olduğundan eleştirmek tarafıma düşmez, ama üzerinde düşünülmesi gerekli bir konu değil midir? Teknolojiyi kullanmak tabii ki lazım, ama sınırları çizilmeli. Ne ise, konumuz 29 Ekim – yani bugün ve “bugünlerimiz”.
Ne olursa olsun, 29 Ekim sabahı uyanırken aynen diğer bayramlarda olduğu gibi okumaya bile yetişemediğim yukarıda bahsettiğimiz “bayramlaşma mesajlarından” almak isterdim şahsen. Ama bugün söz konusu “kestirmeden tebrik” mesajlarının bile sayısının çok sınırlı olduğu göze çarpıyor.
Diğer bayramlarla mukayese bile edilemeyecek sayıdadır ve sadece çok yakın çevremizden gelmektedir. Bu sayı aslında balkon ve pencerelerimizden astığımız bayraklarımızın sayısı ile doğru orantılıdır, yani her yıl aynı oranlarda sayıları azalmaktadır. Hatta çalıştığımız bankalardan, farklı kurumlardan da söz konusu mesajlar kesilmiş durumda. Neden acaba?
Sadece “mesaj konusu” değildir bu konu. Biraz düşünmemiz gerekmez mi bu mevzuyu? Bugünkü varlığımızın en büyük sebebi değil midir, Cumhuriyet? Peki o zaman neden gerçek bir bayram havasında kutlamıyoruz, millet olarak kenetlenemiyoruz bugün? Sadece bir tatil günü mü oldu 29 Ekim, sadece adı mı “bayram” olarak kaldı?!.......
Bu vesile ile, Karaman’daki maden kazası dolayısıyla madenci yakınlarına ve Yüce Milletimize sabır ve geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.