“Yurt toprağı, sana her şey feda olsun kutlu olan sensin.”

                                                                            M.Kemal ATATÜRK

Türkiye Cumhuriyet’i, yeni bir sürece girdi!

Aslında sadece yeni bir süreç değil, yeni bir döneme de imza atacağız tarihi gerçeklere doğru yol alıyoruz.

Bu süreç sonunda devletimizi yaşatacak mıyız, yoksa ondan vaz mı geçeceğiz? Ülkemiz yeni coğrafyaların bir piyonumu, yoksa şahımı olacak? Belli olacak.

Aslında sonucu çokta muallâk olmayan bir süreç bu!

Her şeye, herkese rağmen tabiat dengesini kuracak ve birçok sallantıdan sonra tarihe milletimize tekrar mührünü vuracaktır.

Evet Türk’e karşı büyük bir acımasızlığın yaşandığı zamanlardan geçiyoruz!…

Egemen devletlerin Türk`lüğüne acımasızca savaş açtığı zamanları yaşıyoruz!…

Bu döneme de Türk Milliyetçilerine çok büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir!

Türk Milliyetçileri akıllı selim, sabırlı ve demokrasiyi hazmetmiş şekilde ve davasına sadakat içerisinde davranıp, hareketlenmek zorundadır.

Bu açıdan Türk Milletinden yana taraf olan yazar kardeşlerim adına, milletimize naçizane bizim manifestomuzdan bahsetmek isterim!

Bizler bu tarihi sürece tanıklık eden Türk Milletinin yani sizin yazarlarınız olarak, gelecek yılların umuduna ışık saçmak, sizi hür ve bağımsız bir devlette yaşatmak gayreti ile elimize kalem alacağız, dilimize kelam düşüreceğiz  ve asla kimseye teslim olmayacağız, kimseden icazet almayacağız, kimseye hesap vermeyeceğiz!

Bu süreçte,  hepimizin sorunlarla dolu bir geçmiş mirasını devraldığımız dönemdir.

Aynı zamanda, geleceğin mutlu zamanlarını vaat ettiğimiz dönemdir.

Bu dönem de üzerimize yine “devşirme, mütareke basını”  hücum edecek ama asla onlara yenilmeyeceğiz.

Bu mücadelede bazen kalemimizden aşk yerine kan damlarsa lütfen affedin bizi.

Biz Türk’ten yana yazarlar olarak milletimiz adına sonuçlanmayan hiçbir gelişmenin yanında olmayacağız ve yardımcısı olamayacağız.

Milletimizi uyaracak, milli duruşu, mevcut Türk Dünyası potansiyelini Türk’ün yararına nasıl çevireceğimizi, teknoloji ve ekonomik gelişmeleri küresel güçlerin çıkarlarına değil tüm insanlığın yararına nasıl  kullanacağımızı emperyalizmin bütün baskılarına rağmen anlatacağız.

Biz Türk’ten yana yazarlar olarak, küreselleşme adına mazlum milletlerin kan ve gözyaşını döken sözde özgürlük temsilcilerinin Türk Milletine çizdiği makûs kaderi yenmek istiyoruz ve yeneceğiz.

Devletimiz ve milletimiz olarak yaşadığımız birçok sıkıntıya rağmen geleceğe umutlu ve güvenle bakmayı halkımıza aşılayacağız. Bu güveni sağlayacak olan Türkiye ve onun sınırları içerisine sığmayan Türk Milletidir.

Türkiye yeni bir döneme girerken bizleri umutsuz kılan birçok sebep vardır. Ama bu sebeplerin tek çözümü de “Milletin Geleceğini yine Milletin Kendisinin Tayin Etmesi” ilkesi de saklıdır.

Bu ilke ile yola çıkan Türk’ten yana yazarlar olarak e “SONSUZA DEK MİLLET, SONSUZA DEK DEVLET” diyoruz..

Evet inadına devlet, inadına, millet!

Geride bıraktığımız zamanlarda görüyoruz ki, bulunduğumuz coğrafyada emperyalizm karşısında ayakta kala bilen, milli kurtuluş savaşları yapabilen tek ulus Türk Milletidir.

Ve aynı Türk Milleti yeni zamanlarda da aynı güç ve karalılıktadır.

Bu güçlü ve kararlılığını demokrasinin vaz geçilmezi olan sandığa zaman zaman yanlış yansımış olabilir!…

Geçmişi karalık olanlar, seceresi bozuk olanlar bu ülkede ha bire karşınıza çıkıp oy tellallığı yaparak yalan, alavere dalavere, gereksiz vaatler vererek yeniden meydana milleti kandırarak çıkabilirler!…

Bize düşen görev; kendisini Türk Milletine adamış bir ülkü, bir iman anlayışı ile milletimize her şart ve koşul altında gerçekleri aktarmaktır.

İnancımız ve imanımız Türkiye`yi ilelebet yaşatma ve Türk Birliğini kurma üzerinedir.

Boyun eğmeyeceğiz  yılmayacağız, yıkılmayacağız…

Görevimiz içte milli birlik ve beraberlik sağlanmak, dışta devletimizin dayanılmaz ağırlığını zalimlere hissettirmektir.

Milletimizi yalandan, talandan korumak ve her haksızlığın üzerine cesurca gitmektir.

Görevimiz Türk’ünün sahip olduğu bütün kazanımları, sosyal, ekonomik ve siyasi dinamitleriyle Türkiye`yi hedefine kilitlenmesi, topyekün kalkınma ve yeniden yapılanma sürecinin daha fazla zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesi için hükümetleri uyarmaktır.

Bu asil bir milletin bir mensubu olmamızın gereğidir.

Bu asil milletin bir ferdi olarak, yüce Allah bizlere ömür verdikten sonra, bizlerden yardımını esirgemediği, siz milletimizin bizlerden desteğini esirgemediği sürece sizlere devlet, millet, ülkü yolunda hizmet bizim boynumuzun borcu, gelecek kuşaklara karşı tarihi ve insani yükümlülüğümüzdür.

Adı, Türkiye olan bu güzel ülkemizde günümüz de Türk’ten yana yazar olmak gerçekten çok zordur!

Bunu her geçen gün üzerimizdeki baskılardan, ithamlardan, yıldırma çalışmalarından daha da iyi anlıyoruz!

Bütün bu zorluklar için de yolumuzdan asla caymayarak, maziden alığımız gücümüzle, dinimizden aldığımız imanla ve siz Türk Milletine olan inancımızla sonu ölümde olsa şahadet şerbetini seve seve içeceğimizden asla şüpheniz olmasın.

Ve biz bu yoldan dönersek `Gök girsin, kızıl çıksın!`