Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yukarı Karabağ'da Azerbaycan'ın davetine yanıt olarak, ateşkese uyumun sağlanması ve yeniden yapılanma için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Çavuşoğlu, Küresel Gazeteciler Konseyinin yayın organı Küresel Medya dergisine; Yukarı Karabağ, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Libya başta olmak üzere dış politikada 2020 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dağlık Karabağ ihtilafının nedeninin, bir ülkenin diğerinin topraklarını işgal etmesi nedeniyle uluslararası hukukun açık bir şekilde ihlal edilmesi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, mevcut duruma 30 yılın ardından gelinmesinin üzücü olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Ermenistan'ın saldırılarına rağmen Azerbaycan'ın hızlı ve kararlı şekilde kendini savunduğunu, işgal altındaki topraklarının önemli bir bölümünü kontrol altına aldığını ve çatışmanın 9 Kasım 2020'de ortak deklarasyonla 44 gün sonra sona erdiğini hatırlattı.
Bu bildirinin her şeyden önce, "Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğunu" tekrarladığını, 7 ilçenin tamamını hak sahibine iade ettiğini, ateşkes kurduğunu ve bir milyon Azerbaycanlı yerinden edilmiş kişinin evlerine geri dönmesini öngördüğünü belirten Çavuşoğlu, "Ortak deklarasyon, Minsk sürecinin yıllar içinde ürettiği fikir ve ilkeleri de geniş ölçüde yansıtmaktadır. Minsk Grubu yine de gerekirse bir rol oynayabilir. Eş başkanlar nesnel, yapıcı olmalı ve geçmişte sürecin kötü performansından ders almalıdır." dedi.
Çavuşoğlu, bölgede kalıcı barış sağlamak için gerçek bir fırsat penceresi açıldığının altını çizdi.
Bununla beraber sadece çatışmanın son 44 gününe odaklanmanın ve Azerbaycan'ın kültürel mirasının, tapınaklarının, altyapısının, ekonomisinin ve ekolojisinin son 30 yıllık yıkımını göz ardı etmenin "yanıltıcı" olacağını vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Azerbaycan'ın davetine yanıt olarak, ateşkese uyumun sağlanması ve yeniden yapılanma için çalışmaya devam edeceğiz. Ateşkesi izlemek için Rusya ile ortak bir merkez kurduk. Bu ateşkes çok önemlidir ve korunmalıdır. Bundan sonra Ermeni tarafının bu ateşkese ve ortak deklarasyonda kabul edilen koşullara uymasını, yeni maceralardan kaçınmasını ve Azerbaycan'ın işgal altındaki tüm topraklarda egemenliğini tanıyacak kalıcı bir siyasi çözüme giden yolu açmasını bekliyoruz. Anlaşma devam ederse ve Azerbaycan-Ermeni Pisti gelişirse, bu durum Türk-Ermeni pistine olumlu yansıyacaktır."
Çavuşoğlu, bölgedeki istikrarın Ermeni halkı ve Ermenistan için de iyi olduğunu ve Türkiye'nin uzun süredir devam eden bölge vizyonunun tüm ülkeler için "kapsayıcı bir iş birliği ve ortak refah alanını" öngördüğünü belirterek "Bu nedenle Azerbaycan'ın 6 ülkenin bölgesel formatı için girişimini destekliyoruz. Bu, barış ve refah için bölgesel mülkiyeti artıracaktır." değerlendirmesini yaptı.
|