Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya temaslarını Trend Haber Ajansı'na değerlendirdi.

"Soçi’de yapılacak görüşme Türkiye ve Rusya’nın Bölgede istikrarsızlaştırma operasyonlarına karşı ortak mücadelede Batı’ya önemli Bir mesaj vereceğini gösteriyor ”

“Türkiye’nin istikrasızlığı Rusya’nın istikrarsızlaşmasına, Rusya’nın istikrasızlığı Türkiye’nin istikrarsızlaşmasına neden olur.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 13 Kasım’da Soçi’de bir araya gelecek. Yapılan resmi açıklamalarda görüşmede, Suriye ve terörle mücadele başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel konuların ele alınacağı bildiriyor.

Son zamanlarda Ortadoğu’da Suudi Arabistan başta olmak başta üzere bölgede iktidarların değişmesiyle güvenliği tehdit eden önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Rusya ve Türkiye bölgenin güvenliğini ve istikrarını koruyabilecek önemli iki ülkedir, son yıllarda iki ülkenin yakınlaşması bunun en önemli göstergesidir.

Bu görüşmede ele alınacak konular arasında Moskova'da düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne PYD- YPG’nin davet edilmesi ve Türkiye'nin bu konuda rahatsızlığı, Suriye’deki siyasi yapılanma, Türkiye'nin İdlip'de kuracağı çatışmasızlık bölgesinin durumu, Afrin’e yapılacak olası askeri operasyonlar ve Türkiye'nin Rusya’dan S-400 alım süreçleri ortak askeri işbirliklerinin yanında enerji konuları Türk Akımı projesi ve ekonomik işbirlikleri ele alınacaktır.

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne PYD-YPG’nin davet edilmesi Türkiye’yi rahatsız eden ve iki ülkenin kurduğu bu güven ve istikrarına zarar verebilecek bir konudur. YPG-PYD özellikle Batı’nın ve ABD’nin çıkarları kullandığı PKK, İŞİD gibi Türkiye’nin ve bölgenin güvenliğini tehdit eden bir terör örgütüdür. Her ne kadar Suriye’nin yeniden yapılanmasında Kürt faktörü önemli bir unsur ise de Rusya bu diyalog sürecinde terörist örgütü muhatap almaması ve daha temkinli olması gerekmektedir. Bölgede barışın temini olarak Kürtlerin temsilcisi terörist bir örgüt olamaz.

Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S400 hava savunma sistemi Türkiye-NATO ilişkilerini doğrudan etkileyecek stratejik açıdan önemli bir karar ve aslında Türkiye’nin Batı’ya ve NATO’ya verdiği önemli bir mesaj. Bu anlaşma Türkiye-Rusya ilişkilerini de farklı bir düzeye taşıyacak önemli bir adımdır Rusya’nın bunu doğru değerlendirmesi gerekir. Türkiye NATO’nun müttefiki olmasına rağmen en büyük darbeyi NATO’dan görmektedir, NATO müttefiki ülkenin çıkarlarını korumak ve destek olmak yerine NATO’nun kurucu ülkeleri ABD gibi Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren terörist örgütleri destekleyerek, silah yardımı ve istihbarat paylaşımı yapmaktadır. NATO’nun acizliği uluslararası terörizmle, uluslararası suç örgütleriyle mücadelede başarısızlığının yanında askeri operasyonlarda da kendini göstermiştir en son Güney Osetya çatışmalarında bu zafiyetini açıkça sergilemiştir.

Dağlık Karabağ sorununun barış sürecinde de AGIT gibi teşkilatların 30 yıldır çatışmaların çözümünde ‘çözümsüzlüğü çözüm olarak sunduğunu” görmekteyiz. Rusya ve Türkiye’nin ortak girişimiyle ve öncülüğünde bu soruna yapıcı çözüm bulunabilir, bu da ancak iki ülkenin stratejik ortaklığının pekiştirilmesiyle mümkündür.

Türkiye’nin istikrasızlığı Rusya’nın istikrarsızlaşmasına, Rusya’nın istikrasızlığı Türkiye’nin istikrarsızlaşmasına neden olur. O yüzden her iki ülke stratejik çıkar hesaplarının yeniden yapılandığı bu yeni konjonktürde bölgesel güç olarak siyasi ve ekonomik istikrarın temini için ortaklıklarını daha fazla güçlendirmelidir.